Birincilik Dağdeviren’in

Dünya genelinde en büyük sivil toplum örgütlerinden birisi olan Junior Chamber International yani JCI tarafından düzenlenen ödül töreninde Dağdeviren birincilik ödülü almayı başardı

Giyilebilir Kalp Pili Ödülü Getirdi

Medikal alanda yenilik adına verilen ödüllerde “Giyilebilir Kalp Pili” buluşuyla düzenlenen ödül töreninde dünya birinciliği ödülüne layık görülen Dağdeviren’in ödülü 2 Kasım tarihinde Kanada’da düzenlenmiş olan törenle kendisine verildi.

İki Türk Yarışmadaydı

Dünyadaki en üstün genç kişilerin ödüllendirildiği bu yarışmada genç iki Türk bilim insanı Canan Dağdeviren ve Mehmet Baykara ülkemizi bu yarışmada temsil etti ve birincilik ödülü ülkemizin yetiştirdiği bir Türk tarafından alındı.

Dağdeviren Forbes Listesinde

Ayrıca ülkemizin gururu olan Canan Dağdeviren, Dünyanın en saygın yayın kuruluşlarından olan Forbes’in “30 yaşından Küçük 30 Bilim İnsanı” listesine de adını yazdırmayı başarmış durumda.

The post Türk Bilim İnsanı Dünya Biricisi appeared first on Atılım Yazılım.

Hayatın Temel Maddelerinden

Su canlı hayatının temel taşlarından birisi. Hayat ağacının en önemli kaynaklarından birisi. Sağlık bir insan vücüdunun bile %60’ı sudan oluşmakta. Bu önemli maddenin yeni yeni özellikleri de gün yüzüne çıkmaya başladı.

Araştırma Esnasında Ortaya Çıktı

Araştırmacılar 40 ve 60 celcius değerindeki geçiş derecelerini araştırırken elde edilen son bulgular, suyun farklı hallerinin de olduğunu ortaya çıkardı.

Maddenin Halleri Üçten Fazla

Genel olarak bilinen kanı maddenin üç halinin olduğu yönünde. Ancak maddenin katı, sıvı ve gaz hallerinin dışında bazı durumlarda plazmatik halinin de olduğu ortaya çıkarılmıştı. Su ise sıvılar arasından ayrılan birçok özelliği içerisinde barındırmakta. En yüksek yüzey gerilimine de sahip olan su, yüzeyden itibaren donmaya başlıyor.

Suyun Yeni Davranışı Araştırılıyor

Şimdi ise fizikçiler, suyun 40 ile 60 derece arasında hal değiştirme davranışı gösterdiğini ileri sürdüler. Oxford Üniversitesi’nden Laura Maestro, uluslararası bir ekiple çalışmalara başladı. Bir dizi deney yapan ekip, henüz suyun bu davranışını çözebilmiş değil. Su molekülleri çok kısa zamanlı bağlar yapıyor ve hidrojen bağları çok zayıf. Bu nedenden dolayı hızla kopup yeniden şekil alıyorlar, bu da kaotik bir durum yaratıyor. Araştırmalara devam ediliyor.

The post Suyun Yeni Hali Keşfedildi appeared first on Atılım Yazılım.

Su 2.4 KM Derinlikte Bulundu

Onrtario’da bulunan Kidd Creek Madeni’nde çalışmalar yapan Toronto Üniversitesi araştırmacıları, madenin 2.4km derinliğinde yaklaşık iki milyar yıllık su buldular

Bulunan Su Neredeyse Dünyanın Yarı Yaşında

Dünya’nın yaşı 4.5 milyar yıl ve bu antik su, neredeyse Dünya’nın genç dönemlerinden beri serbest şekilde dolaşımına devam etmiş. Suyun içinde yer alan helyum, argon, neon, kripton ve ksenon izlerini inceleyen araştırmacılar, bu sayede suyun yaşını da hesaplayabildiklerini dile getirdiler.

Dünyada Yeni Bir Su Katmanı Mı Var?

Araştırmacılara göre bu keşif, sıradan bir su birinkintisini keşfetmek olarak algılanmamalı. Zira onlara göre bulunan su, aslında gezegenimizdeki yeni bir su katmanın da izini göstermekte. Bu da Dünya yüzeyinin altında, daha bilmediğimiz pek çok yerde bu tarz antik suların akıyor oluşu.

Normal Deniz Suyuna Göre Tadı Daha Kötü

Suyun üstünde bazı ölçümler yapan araştırmacılar, normal deniz suyuna göre sekiz kat daha fazla metal ve tuz barındırdığını keşfetmiş. Yani bu suyu içerseniz zehirlenmez ya da ölmezsiniz. Fakat tadı ciddi şekilde iğrenç gelecektir.

The post İki Milyar Yaşında Su Bulundu appeared first on Atılım Yazılım.

Çinli Bilim İnsanları EmDrive’ı Oluşturdu Mu?

Çinli bilim insanları, yapılması imkansız denilen EmDrive prototipini oluşturduklarını iddia ettiler. Hatta bu motoru Tiangong-2 uzay laboratuvarında test ettiklerini dahi söylüyorlar. Eğer söylemler gerçeklik payına sahipse bu motor, Mars’a olan yocluluğun yalnızca 10 hafta içerisinde yapılmasını sağlayacak. Newton2un 3. yasaısnı ihlal eden bu motor, yakıt olmadan da çalışma özelliğine sahip bir motor. Bu yasaya göre her etkiye karşılık eşit ve zıt bir tepki vardır. Prototip ise bu yasaya aykırı bir prensibe sahip.

Çin Hükümeti 2010 Yılından Beri Destekliyor

Pekinde düzenlenen bir konferans sırasında Cast araştırmacılar, Çin hükümetinin 2010 yılından bu yana kadar söz konusu teknolojinin araştırılmasına yönelik finansman sağlandığını iddia ediyorlar. Cast’ın İletişim Uydu Bölümü Başkanı Dr. Chen Yue, küresel araştırma kurumlarının EmDrive üzerinde uzun süreli olacak şekilde bir dizi test gerçekleştirdiklerini belirterek şu açıklamayı yaptı: “NASA’nın yayınladığı test sonuçları bu teknolojinin teyit edildiği anlamına da gelebilir. Biz ise birden fazla prototip ilkelerini başarıyla yerine getirdik.”

EmDrive Uydu Mühendisliğinde Kullanılabilir

Cast’in uygu iletişim bölümünün baş tasarımcısı olan Li Feng, IBTİmes Uk raporlarına göre bugüne kadar yalnızca birkaç milinewtonluk güç üreten bir prototip hazırlandığını söylüyor. Fakat bir uydu üzerinde çalışabilmek için bu seviyenin 1-1 Newton arasında bir düzeye getirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Bu elektrik kayıplarını azaltmak için boşluk kısmını iyileştirmek zorunda kalacaklarını söyleyen Feng, uydu üzerinde mikrodalga iticiyi yerleştirmek için bir çözüm geliştirilmesi gerektiğini de söylüyor. EmDrive’ın uydu mühendisliğinde kullanılabilmesine çok az kaldığını belirten Fend, “Bunu başarmak gerçekten de zor fakat kendimize çok fazla güveniyoruz” açıklamasını yaptı. Çalışmanın kesin bir sonuca ulaşabilmesi içinse araştırmalar bir süre daha devam edecek gibi.

The post Çin Fizik Yasalarını Altüst Etti appeared first on Atılım Yazılım.

Karanlık Maddede Bozulmalar Meydana Geldi

Rus fizikçiler, 13.7 milyar yıl önce gerçekleşen “Büyük Patlama” olayından beri evrende var olan karanlık maddenin %5’inin bozulduğunu iddia ettiler. Fizikteki en büyük gizemlerden biri olan evrenin yıldan yıla yapısından keşfedilen değişimler. Bu değişimlerin evrenin olağan işleyişine de etkisi oluyor. Bu gelişmeler sonucunda da akıllara bir başka soru olan “Gelecekte evren nasıl olacak?” sorusunu getiriyor.

Evrende Karanlık Madde Azalıyor Mu?

Moskova Nükleer Araştırma Enstitüsünden Igor Tkachev ise “Evrendeki tutarsız durum, karanlık maddede yaşanan azalma ile açıklanabilir. İlk kez karanlık maddenin ne kadarlık bir kısmının kaybolduğunu ve dengesiz parçanın boyutunun ne olacağını da hesaplamayı başardık” şeklinde konuştu.

Karanlık Maddenin Zamanla Çürüdüğü Ortaya Çıktı

Mevcut hipoteze göre evrenin yüzde 4.9’u normal madde -galaksi, yıldız v.b. görebildiğimiz şeyler-, yüzde 26.8’i karanlık madde ve yüzde 68.3’ü karanlık enerji. Karanlık enerji, muhtemelen evrenin genişlemesinden sorumlu olan şey.

Araştırmacılar, “Büyük Patlama’nın Yankısı dedikleri kozmik mikrodalga arka planını incelediler. Bulgular karanlık maddenin zaman içinde çürüdüğünü gösteriyor. Ancak henüz kesinleşmiş bir şey yok, çünkü evrenin genelinde değil ufak bir örnekleminde deney yapılabiliyor. Yine de bu, evreni anlamak için büyük bir adım.

The post Ruslar Evrendeki Dengesizliklerin Sebebini Buldu appeared first on Atılım Yazılım.

Henüz Doğrudan Fotoğrafları Çekilemiyor

İnsanlık, henüz kara delikler hakkındaki tüm detayları çözemedi. Yakın gelecekte de çözülmesi pek mümkün değil gibi. Çözümlerin sadece bilim kurgu filmilerinde yer aldığı kara deliklerin doğrudan bir fotoğrafını çekmenin henüz bir yolu keşfedilemedi.

Yeni Hedef X Işını Radyasyonlarının Gözlemlenmesi

NASA’nın yeni amacı kara deliklerin, nötron yıldızlarının ve pulsarların çevresinde X-ışını radyasyonlarını gözlemlemek. NASA’nın açıklamasına göre; görev bu galaktik mucizelerin; manyetik alanlarını, yaydıkları radyasyonu ve yer çekim alanlarını saptamak.

188 Milyon Dolara Uydular Hazırlanacak

NASA Bilim Kurulu Başkanı Paul Hertz, yeni araştırmalar hakkında şu açıklamalarda bulundu:

“Kara deliklere ve nötron yıldızlarına, fotoğraflarını çekecek kadar yaklaşmamız mümkün değil. Biz de X-ışınlarının yayılımını gözlemleyerek, bu gizemli yapıların fiziksel biçimlerini yansıtabileceğiz. Araştırmada pek çok sırrın cevabına vakıf olabileceğiz.” X Işını Polarimetri Gözlemleme(IXPE) uydularının maliyeti ise 188 milyon dolar olacak. Proje, NASA’nın Colorada Uzay Merkezi’nde gerçeklikle buluşacak.

The post NASA Kara Deliklerin Gizemini Çözecek appeared first on Atılım Yazılım.

İnsanlık sadece dünyayı değil, uzayı da kirletmeyi başardı. Halihazırda, yörüngede 20.000’den fazla uzay çöpü var. Eski motor parçaları, terk edilmiş uydular ve eski roketler uzayı kirletiyor. Neredeyse bir otobüs büyüklüğündeki parçalar, NASA’ya göre saatte 28.000 kilometre hızla hareket edebiliyor.

Uzay Görevleri Tehlikede

Amerikan astro-fizikçi Donald Kessler, “söz konusu parçaların uzay görevlerini tehlikeye attığını” 2015 yılında açıklamıştı. Aktif olarak uzay operasyonları gerçekleştiren Rusya da, bu durumdan şikayetçi. Bir çarpışma, zincirleme reaksiyon yaratarak, pek çok büyük kazaya neden olabilir.

Temizleyici İyon Motoruyla Donatılacak

Söz konusu temizleyici uzay aracı, iyon motorlarıyla donatılacak. Araç, ortadan kaldıracağı uyduya yaklaşınca motoru aktif hale geliyor. Araç, söz konusu uzay çöpünün motoru ile etkileşime girerek onu, yavaş yavaş yörüngeden çıkarıyor. Bu süreçte araç sabit kalıyor. Bir uydunun yörüngeden temizlenmesi, ağırlığı ve boyutuna göre 5 ile 15 gün sürüyor.

Hedef 10 Yılda 20 Temizleme

Rusya, 10 yıl içerisinde en az 20 kez temizleme görevi gerçekleştirmeyi planlıyor. Proje yöneticisi Alexander Danilyuk olayı şöyle özetliyor:

“Temizleyicinin iki seçeneği var: Ya karşısındaki çöpü, yörüngeden çıkartıncaya kadar ittirecek ya da onu çekerek Pasifik Okyanusu’ndaki Christmas adası uzay çöplüğüne doğru yönlendirmek. Bu karşısındaki çöpün yapısına bağlı olarak şekillendirilecek.”

The post Rusya Uzay Çöplerini Temizleyecek appeared first on Atılım Yazılım.

Sanitasyon nediri açıklayacak olursak. Halk sağlığını korumak amacıyla yüzeylerdeki gıda kalıntıları, mikroorganizmalar ve temizlik maddeleri gibi kalıntıların ortamdan uzaklaştırılması işlemlerinin tamamına denir

Artan Kirlilik Hijyeni Önemli Hale Getirdi

Günümüz şartlarında gelişen teknolojiyle birlikte çevre kirliliği de artış göstermektedir. Bu nedenden dolayı da çevre ve hijyen konusuna verilen önem de artış göstermekte hatta artık hijyen çok önemli bir hale gelmektedir.

Hijyen Nedir?

Gıdalarda kullanım amaçları dikkate alınarak insanlar tarafından tüketiminin sağlanabilmesi için her türlü önlemin alınması ve bu önlemlerle birlikte gerekli koşulların oluşturulması işlemine hijyen denir.

Gıda Üretiminde Hijyen En Önemli Konudur

Gıda üretim işlemlerinde hijyenik koşulların tahsis edilmesi ve yine bu hijyenik ortamların korunması demek gıda ham maddesinin ambalajlanması, taşınması, depolanması ve satışı sırasında çeşitli kaynaklardan bulaşabilecek mikropların engellemesi anlamına da gelmektedir.

Gıda Üretim Fabrikalarında Sanitasyonun Önemi

Gıda üretim esnasında bir çok hammadde kullanılır. Bu hammaddelerin topraktan alınanları, hayvanlardan alınanları hatta sudan alınanları mevcuttur. Bu maddelerin tamamında insan sağlığını olumsuz etkileyebilecek mikroplar bulunmaktadır. Bu mikroplar, ellerden, temizlik bezlerinden ya da doğrama tahtası gibi mutfak aletlerinden bile bulaşarak ciddi gıda zehirlenmelerine sebebiyet verebilir.

Temizlik Talimatına Uyulmaması Risk Sebebi

Fabrikalarda da çalışılan makinelerde yaşanacak aksaklıklar, makinelerde yapılan bakım işlemleri sonrası gıda güvenliğine uymayan çalışmalar nedeniyle gıda zehirlenmeleri yaşanabildiği gibi üretilen gıdalar henüz dağıtıma çıkmadan ömrünü sonlandırmış bir şekilde görüntülenebiliyor.

Kirlenme Türlerine Dikkat Edilmeli

Gıda üretiminde karşılaşılabilecek olan üç tip kirlenme türü bulunmaktadır. Bunlardan ilki herhangi bir besin değeri taşımayan yabancı maddelerin, üretimdeki gıdaya karışması sonucu ulaşan ve gıda zehirlenmesine yol açan “Fiziksel Kirlenme”.

Kimyasal kirlenme ise üretim aşamasında görevli olan makinelerin temizliklerinin ve üretim araçlarının temizlik işlemlerinin talimatlara uygun gerçekleştirilmemesi sonucu ortaya çıkan kirlenmelerdir.

Biyolojik Kirlenme besinlerin talimatlara uygun korunmaması,hijyenik koşulların yeterince tahsis edilememesi nedeniyle hızla üreyen mikroorganizmalar biyolojik kirlenmeye neden olur. Biyolojik kirlenme sonrasında besinlere bulaşmış olan bakteriler nedeniyle besin zehirlenmeleri ve gıda kaynaklı hastalıkların görünmesi de bir hayli fazladır. Kısaca sanitasyon nedir i açıklamış olduk.

Sanitasyon Programı hakkında detaylı bilgi için tıklayın

Fabrikalarda, Aybit Bakım Yönetim Sistemi hakkında bilgi almak için 0262 255 52 12 numaralı telefondan bizi arayarak bilgi alabilirsiniz.

The post Sanitasyon Nedir? appeared first on Atılım Yazılım.

Evrende bazı şeylerden kaçmak mümkün değildir. Kaçmaya çalışmak da pek akılcı olmaz. Bunlar ölümler, vergiler ve nihayetinde bilimsel açıdan bakıldığında da kara delikler kaçmanın imkansız olduğu şeylerden. Eğer yaşadığınız zaman doğru bir zamansa tüm bu deneyimleri tek seferde yaşayabilirsiniz.

Kara Delikler Yok Edilebilir Mi?

İnatçı varlıklar olarak da bilinen kara delikler, galaksiler arasında amaçsızca geziniyorlar ve önlerine çıkan her şeyi iştah içerisinde tüketiyorlar. Üstelik isimlerini de sonuna kadar hak ediyorlar ve olur da kara delik çevrenizden herhangi bir nesneyi yutarsa çıkması da mümkün olmamakta. Hatta öyle ki karadelikler ışığı bile yakalayabiliyor ve içerisine çekebiliyorlar.

Kara Deliklerin Zayıf Noktaları Var Mı?

Hemen hemen her korku filminde korkunç canavarın bir zayıf noktası bulunmaktadır ve kara delikler de galaksilerin korkunç canavarları olarak kabul edilmekte. O zaman bu galaksi canavarlarının da zayıf noktaları olamaz mı?

1970’li yıllarda teorik fizikçi Stephen Hawking, yerçekimi kavramı ve kuantum mekaniği kesişiminde önemli, unutulmaz bir keşfe imza atmıştı. Buna göre, kara delikler yavaş da olsa yanıyordu ve yeterli zamanın ardından, sonunda da yok oluyorlardı.

Kara Delikler Yenilmez Değil

Yani ünlü bilim insanı Hawking’e göre bu ‘korkunç canavarlar’ yenilebiliyor fakat nasıl? İzafiyet teorisine göre bu fazlasıyla karmaşık bir matematik teorisi. Aynı şekilde kuantum mekanikleri de böyle.

Tabii ki tüm bu ‘Nasıl’ sorularına kafa karıştırıcı matematiksel terimlerle cevap vermek pek hoş değil. Basit bir açıklama yapmak gerekirse, uzay boşluğunda sınırsız sayıda sanal parçacıklar yer alıyor ve bu parçacıklar uzay boşluğunda çok kısa anlarda enerji çalıyorlar, birbirleriyle çarpışıyorlar ve ardından buharlaşarak hiçliğe karışıyorlar.

Kara Deliklerin Ömrü Var Mı?

Yani kara deliklerin sonsuz bir ömrü var mı? Her şey yaşar ve ölür. Kara delikler de bu sınıfa dahil mi? Evet, bir kara deliğin dahi sınırlı bir ömrü var. Stephen Hawking 1974’te bu araştırmaları yaptı ve ardından bilimsel jargona ‘Hawking radyasyonu’ terimini kattı.

Ünlü bilim adamına göre bu kara delikler kuantum mekanikleri nedeniyle bir enerji yayıyordu ve bu da giderek küçülüyordu, sonunda da buharlaşıyordu. Buna rağmen, bu işlemin oluşumu bizim hayal edebileceğimiz bir zaman aralığının çok daha ötesinde. Yani bir kara deliğin yok olması işlemi, astrofizik durumunda bizim gözle görebileceğimiz etkiler yaratmıyor.

Kara Delikler Zamanla Ölüyor

Şu anda elimizde yer alan bilgilere göre kara delikler zaman içinde Hawking radyasyonunu yayıyor ve böylece kütlelelerini de yavaşça kaybediyorlar. Daha büyük kara delikler, daha az ısılarda radyasyon sıcaklığı yayıyor ve yok olmaları da haliyle fazla vakit alıyorlar.

Kara Delikler Kolay Yok Olmuyor

Yine de tüm bu dediklerimiz biraz fazla akıl karıştırıcılar ve bir kara deliğin yok oluş süreci, kolay kolay gerçekleşmiyor. Bilimkurgu filmlerinin en büyük konularından birisi olan bu kara delikler konusunda Hawking’e katılmayanlar da var. Her ne olursa olsun, Paris’teki meşhur Eyfel Kulesi’nin bir kara deliğe dönüşmesi hâlinde, bir gün içinde buharlaşacağı şimdilik bildiklerimiz arasında.

The post Kara Delikler Yok Olur Mu? appeared first on Atılım Yazılım.

Nükleer Silahlar Tartışılıyor

Son dönemlerde özellik ABD’nin yeni başkanı Donal Trump’ın resmi olarak göreve başlamasının ardından tekrar gündeme gelen nükleer silahlar ve nükleer silahların kullanımı tartışmalarına bir yenisi daha eklenmişe benziyor.

Gezegenimiz Savunmasız

İnsanoğlu gökyüzünü merak etmeye başladığından bu yana pek çok çalışma gerçekleştirdi. Fakat insanoğlunun tam olarak çalışamadığı bir nokta uzaydan gelebilecek tehlikeler ve bu tehlikelere karşı gezegenimizin savunmasız oluşu. Her an gideceği çizgiden ayrılan bir astereoid gezegenimize çarpabilir ve bu konuda da yapılabilecek bir şey yok gibi görünüyor.

İlk Önleyici Sistem Nükleer Silahlar

Amerikalı bilim insanları, gelecekte asteroid ve kuyruklu yıldızların dünyaya çarpabilme ihtimallerine karşı hazırlık yapılmasını öneriyorlar. Bu konuda bahsedilen önlemlerin başında ise nükleer silahlar gelmekte.

Nükleer Silahlarla Donatılmış Uzay Aracı Gündemde

Amerikan Jeofizik Derneği, San Francisco’daki toplantısında dünyayı tehdit eden göktaşlarının vurulması için nükleer silahlarla donanmış bir uzay aracı geliştirilmesi önerisinde bulundu.

Şu an için sadece Dünyaya çarpması olası bir göktaşını bekleniyor. Bu nedenle de gezegenimiz savunmasız. Ancak çözüm nükleer silahlar olabilir mi? İşte orası soru işareti. Bunun nedeni ise, Dünyanın savunulması bahanesi ile geliştirilecek nükleer silahların aynı zamanda insanları tehdit edebilecek birer unsur olabilmesi. Böyle bir durumda da asteroide gerek kalmadan kendi sonumuzu hazırlayabiliriz.

The post Dünyayı Tehdit Eden Göktaşları Yok Edilebilir appeared first on Atılım Yazılım.